Gayrimenkul, çoğu zaman metrekare, konum ve fiyat üçgeniyle konuşulsa da; aslında en çok “insan” barındırır. Bir evi ilk kez gören bir çocuğun gözlerindeki heyecan, yeni bir başlangıç yapan çiftin hayalleri, yaşadığı yeri bırakmak zorunda kalan yaşlı bir annenin iç geçirişi… İşte ben bu duygularla tanıştım, gayrimenkul danışmanlığına “kadınca” bir gözle adım attım. 

Empatiyle Başlayan Bir Meslek 

Kadınlar duyguları daha derin okuyabilir, niyetleri daha incelikli analiz edebilir. Bir danışman olarak değil; çoğu zaman bir dinleyici, bir yol arkadaşı, bazen bir sırdaş gibi yer alıyorum ev alım-satım süreçlerinde. Çünkü sadece ev satmıyoruz, yeni bir hayatın kapısını aralıyoruz. 

Erkek Egemen Sektörde Kadın Olmak 

Evet, sektörde hâlâ erkeklerin daha görünür olduğu bir tablo var. Ama sahada, masa başında ve hatta müzakere odalarında kadınların bakış açısı fark yaratıyor. Detaylara hakimiyet, güven ilişkisi kurma becerisi ve çözüm odaklı yaklaşım kadın danışmanların öne çıkmasında kilit rol oynuyor. 

Kararların Mimarı Kadınlar 

İster alıcı ister satıcı olsun; ailelerde karar verici pozisyondaki kadınlar, gayrimenkul tercihlerini derinlemesine analiz ediyor. Bahçe büyüklüğünden ışık açısına, site içi güvenlikten komşuluk ilişkilerine kadar… Kadın danışman, bu detaylara hakimse, süreci çok daha başarılı yönetebiliyor. 

Sonuç: Dokunarak Satmak 

Ben ev satarken, önce hikâyesine dokunurum. Çünkü her evin bir geçmişi, her alıcının bir geleceği vardır. Kadın eliyle yapılan danışmanlık, sadece işlem değil, iz bırakır. Ve işte bu yüzden; gayrimenkul dünyasında kadın olmak, sadece farklı değil, değerli de…